ALINTIDIR
TEŞEKKÜRLER TUBA BÜYÜKÜSTÜN…
“Çok eski yapılar var ama bugüne kadar gerekli koruma yapılamamış…”
Bu ifadeyi bizler aylardır, yıllardır yazıyoruz, tekrar ediyoruz ama bu defa, bu kentin çok uzağından bizlere misafir olan bir kişiden geldi bu eleştiri.
Asi Dizisi’nin ünlü oyuncusu ama aynı zamanda Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Dekorları ve Kostüm Tasarımı Bölümü’nden mezun, Tuba Büyüküstün’den…
Bu kentin tarihini bilen ve kentin bugün geldiği noktayı yaşlı gözlerle anlatan yaşlılarımızdan değil o ama sadece 26 yaşında ama gelin görün ki, hissettiği bu kentin bu açmazında o da bizlerle aynı noktada, aynı eleştirel çizgide…
Rolü icabı da olsa adımladığı bu kentin dar ama bir o kadar da tarih kokan sokaklarında ilerlerken, dokunduğu ve nefes alırken içine çektiği hatıraları, yaşanmışlığı paylaşıyor bizlerle.
Uyarıyor!
Ama bunu da hissederek yapıyor…
Birçoğumuzun yapamadığını ama özellikle de kent idarecilerimizin yapamadığını yapıyor…
Çünkü hangi biri kalkıp, “Bu kent tarihi yok oluyor” deme cesareti gösterebildi şu ana kadar?
Hiç biri!
Gerçekleri bir türlü sakladığımız yerlerden çıkaramadığımız, çıkarma cesaretine sahip olmadığımız için, hiç biri!
Peki, ne zaman olacak bu?
Bu bekleyişimiz daha ne kadar sürecek?
Daha ne kadarı için bir kayıp yaşamamız gerekecek?
Yoksa yeni imar alanları için hepsinin yıkılmasını mı bekleyeceğiz?
Daha büyük, daha karlı, daha beton olanlarını dikmek için!
Evet…
Bu kentin çok çok uzağından gelen ve cesaretle ortaya konan bu hassasiyete sahip olması gerekenlerin bulundukları nokta yüzünden hissettiğimiz tek şey, sadece ama sadece hayal kırıklığı.
Bizler ardı ardına toplantılar yapıyoruz ve hatta bu toplantılara çok önemli isimleri de davet ediyor ve Antakya’nın tarihsel kimliğinin yerini sorguluyoruz.
Ama son yapılan toplantıda bu önemli isimlerden biri olan ICOMOS Türkiye Başkanı Nur Akın ile birebir konuşurken, onun da umutsuzluğunu alıyorsunuz notlarınız arasına.
O da bu kentin çok ötesinden geldi buraya ve bir Antakya aşığı olduğunu itiraf ederken, solan bir kimliğin hüznünü içinde ama derinden hissettiğini söyledi.
O da alınan kararların uygulanabilirliğini sorguluyor.
O da bizlerle aynı noktada duruyor.
“Keşke” diyor…
Ve bizlerin ‘keşke’leri arasına yenilerini ekliyor…
Evet…
Bizler içinde yaşadığımız bu kent adına bir türlü “Kral Çıplak” ifadesini kullanamazken, bizleri dışarıdan izleyenlerin cesareti belki de ihtiyacımız olan ışığı bizlere verecek.
Belki de bizlerin bu sert gerçekliğe ihtiyacımız var.
Çünkü öylesine birbirini yağlama, pohpohlama toplumu haline geldik ve getirildik ki, artık bugünden yarına ekleyeceklerimiz arasında salt sloganlara yer bırakacak yaşamlar dışında bir şeye sahipsek eğer, biri çıksın, açık yüreklilikle bunu söylesin…
Evet…
Ticari ya da duygusal, hangi nedenlerle olursa olsun, bir dizi nedeniyle bu kentte olan bir oyuncunun kendi adına ortaya koyduğu bu sahiplenişe saygı duymamak elde değil.
Bizlerin, birçoğumuzun yapamadığını yaptığı için, ona katılmamak mümkün değil.
Teşekkürler Tuba Büyüküstün.
__________________
kaynak:hataykentgazetesi oylama devam ediyor
Son zamanlarda şehrimizde görülen turist artışını neye bağlıyorsunuz ?
Havaalanının hizmete açılması %46 104
ASİ dizisi çekimlerinin şehrimizde yapılıyor olması %30 68
Sent Pierre Kilisesinin önemi arttı %2 5
Sahillerimizi kullanmak için gelmeleri %4 10
Doğal ve tarihi yerlerimizi görmek için gelmeleri %17
Ptsi Tem. 14, 2008 4:45 pm